Kripto Varlıkların İzlenebilirliği ve Hukuki Dönüşüm!

            Araştırmalarımız neticesinde incelenen cüzdanlardan yalnızca birinde 10.135.143,75 USD tutarında yüksek meblağda fonun bulunduğu, söz konusu fonların ise dolandırıcılık faaliyetleri kapsamında kullanıldığı tespit edilmiştir. Sadece mezkur cüzdanda görülen 10.135.143,75 USD tutarında varlık bulunmasından çıkarımla dahi olayın vahameti ve mağduriyetlerin büyüklüğü açıkça ortadır.

            Teknik incelemeler sonucunda ulaşılan fonların ülke ekonomisine kazandırılması ise büyük önem arz etmektedir. Ne var ki failler kendilerini kripto varlıklara aktarıldıktan sonra iz sürülemez olduklarını düşünmekte ve işbu yanılgı ile pervasızca hareket ederek kamu düzenine ve ekonomik istikrara zarar vermektedirler. Üstelik benzer yöntemlerle elde edilen fonların bir kısmının terörizmin finansmanı amacıyla da kullanıldığı yönünde ciddi bulgular da mevcuttur.

            Her ne kadar geçmişte blockchain analizine yeterince başvurulmaması ve teknik bilgi eksikliği sebebiyle yürütülen soruşturmalarda; SPK lisanslı kripto hizmet sağlayıcılarında işlem yapılmadığı gerekçesiyle (Lisanslı kripto hizmet sağlayıcılarına ilişkin gelişme 26/6/2024 tarihinde yürürlüğe giren 7518 sayılı Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile hayata geçirilmiştir. Türk Borçlar Kanunu kapsamında eksik borç niteliğinde özel hukuk ihtilafı olarak nitelendirme yapılarak bu tür fiillerin yalnızca özel hukuk ilişkisi kapsamında değerlendirilmesi yoluna gidilmesi gerektiği ileri sürülerek bununla birlikte bazı dosyalarda delil yetersizliği gerekçesiyle, bazı dosyalarda ise varlıkların sıcak cüzdanda bulunmasına rağmen yine teknik bilgi eksikliği nedeniyle soğuk cüzdana aktarıldığı iddiasıyla tespit edilemediği veyahut fonların yurtdışındaki kripto hizmet sağlayıcılarına taşındığı gerekçesiyle soruşturmaların takipsizlik kararı ile sonuçlandığı bilinmektedir.

            Hatta dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi amacıyla failin eylemlerinin hileli davranış kapsamında ağır, yoğun ve ustaca olması; mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bulunması gerektiği yönündeki klasik ölçütlere dayanıldığından her ne kadar faillerce sahte kripto hizmet sağlayıcılarına ait internet siteleri ve mobil uygulamalar kurulmuş, çağrı merkezleri oluşturulmuş, sahte evraklar düzenlenmiş olsa da işbu eylemlerin söz konusu kriterleri karşılamadığı yani hileli davranışların ağır, yoğun ve ustaca olmadığı ve mağdurun yanılgıya düşürülmesinde belirleyici rol oynamadığı gerekçesiyle takipsizlik kararları verildiği dolayısıyla yürütülen soruşturmaların etkinlikten uzak ve yetersiz kaldığıgörülmekteydi.

            Günümüzde az da olsa benzer nitelikte kararlar varlığını sürdürse de genel itibariyle bugün gelinen noktada durum köklü bir biçimde değişmiştir. Artık blockchain analizi sayesinde paranın izlenmesi mümkün hale gelmekte; faillerin kimlikleri açıkça tespit edilmekte, ulusal ve uluslararası düzeyde operasyonlar icra edilmekte ve işbu kişiler hakkında caydırıcı cezai yaptırımlar uygulanmaktadır. Böylelikle dolandırıcıların yeniden suç işlemelerine fırsat tanınmayarak hukuki ve idari tedbirlerin kararlılıkla uygulandığı etkin bir tutum sergilenmektedir. Verilen kararlı mücadele sayesinde ise kripto varlıkların dolandırıcılık, terörün finansmanı ve kara para aklama faaliyetlerinde bir araç olarak kullanılmasının önüne geçilmektedir. Böylece kripto ekosistemi hak ettiği şeffaflık ve yasal meşruiyete kavuşmaktadır.

                                                                                   www.kriptohukukcu.com Kurucu AvukatıAv. Betül AKÇA

En Çok Okunanlar

İletişime Geçin