Kötü niyetli yazılım veya programlar aralığıyla kişilerin hukuka aykırı bir şekilde kişisel verileri elde edilmektedir. Bu veriler ise kötü niyetli kişilerce, bireylere karşı şantaj ve baskı aracı olarak kullanılmakta ve elde edilen bu verilen yayılmaması için veri sahiplerinden bir miktar kripto varlık talebinde bulunulmaktadır. Talebin kripto varlık olarak tercih edilmesindeki amaç ise menfaat elde etmeye çalışan kötü niyetli kişilerin kendi kimliklerinin ifşa olmaması ve de gizemli sıfatlarının da zedelenmemesinden kaynaklıdır. Bu şekilde gerçekleşen hukuka aykırı eylemler ise Türk Ceza Kanunu’nun m.107 uyarınca şantaj suçunu oluşturmaktadır. Şantaj suçu ise hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlanılmasıdır ve de kasten işlenebilir nitelikte bir suçtur. Bu suçu işleyen kişi ise ilgili kanun uyarınca bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılmaktadır.

          Ayrıyeten resen kovuşturulabilir bir suç niteliği taşımaktadır. Yani takibi şikayete bağlı suçlar arasında değildir. Yani suçun işlenildiği savcılıkça öğrenilmesiyle birlikte ilgili suçtan ötürü kendiliğinden soruşturma başlatılacağı anlamına gelmektedir.  Şantaj suçu açısından TCK’de herhangi bir şikayet süresi olmamakla birlikte; suçun dava zamanaşımı süresi ise 8 yıldır. Bu da demek oluyor ki suçun işlendiği tarihten itibaren en geç 8 yıl içinde yasal sürecin işlemiş olması gerekmektedir. Aksi halde o fiilden ötürü bir daha cezai soruşturma veya kovuşturma yapılamayacaktır.

          Somut olması açısından örnek vermek gerekirse; verilerinizi ele geçiren kötü niyetli şahıs sizinle iletişim kurarak, bilgisayarınıza eriştiğini belirtip  size ait cinsellik içeren görüntüler olduğunu ve bunları internette yaymamak için sizden bir miktar kripto varlık talep ettiğini düşünelim. Aslında bu alelade bir örnekten ziyade; yaşanmış, gerçek bir olaydır. Bu haksız eylem neticesinde mağdurun şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunmak suretiyle şantaj suçu vücut bulmuştur. Suçun yaptırıma bağlanılmasındaki korunan hukuki menfaat ise bireyin özgür iradesi ve de malvarlığının korunmasından kaynaklıdır. 

     Böyle bir durum yaşanmışsa ki eğer; bir an evvel yasal süreç başlatılmalıdır. Kötüniyetli kişiler aynı zamanda kullanılan cihazlara yönelik siber saldırılarla kişisel verilere erişim sağlayabilmektedir. Bu tür saldırılar ise kullanıcıların hassas bilgilerini ele geçirmek amacıyla cihazlara virüs veya zararlı yazılımlar yüklemek suretiyle gerçekleşmektedir. Sonuç olarak bu şekilde de güvenlik zafiyetleri nedeniyle kişisel verilerin kötüniyetli kişiler tarafından elde edilmesi ve şantaj suçunda kullanılması mümkündür. Bu nedenle bu bağlamda dikkatli olunması hayati önem taşımaktadır.