Türk Hukuk Mevzuatında Kripto varlıkların kullanımına ilişkin halihazırda bir yasak olduğunu belirtir bir kanun maddesi bulunmamaktadır. Dolayısıyla Anayasamızın 38. Maddesinde yer alan suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince, suç olarak atfedilmemiş ve yaptırıma bağlanmamış fiillerin cezalandırılması söz konusu olamaz.
Böylelikle de sıkça sorulan bir sorunun cevabını da net bir şekilde verelim ki kripto varlık mevzuatımıza göre yasaldır. Ancak bilindiği üzere Kripto varlıklar; vergi kaçakçılığı, kara para aklama, dolandırıcılık suçu, terörün finansmanı vb. gibi suçlarda da kullanılmaktadır. Bu amaçla kullanıldığı an itibariyle ise yasallık sıfatından takdir edersiniz ki uzaklaşmış olacaktır.
Bilindiği üzere; kripto varlıklar, Türk hukuk sisteminde Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından yapılan düzenlemelerle yasal bir çerçeveye kavuşturulmuştur. SPK’nın bu düzenlemeleri, kripto varlıkların yasal statüsünü netleştirerek hukuki geçerliliklerini sağlamlaştırmış ve yasal bir zeminde işlem görmelerini mümkün kılmıştır. Bu adım ise kripto varlıkların finansal piyasalarda daha güvenli bir şekilde yer almasını sağlamak ve etkin bir denetim mekanizması oluşturmak adına kritik bir gelişme niteliğindedir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) 25 Kasım 2013 tarihinde yaptığı açıklamada, Bitcoin’in mevcut yapısı ve işleyişi itibariyle 6493 sayılı “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun” kapsamında olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca Bitcoin’in elektronik para olarak değerlendirilmediği ve bu yüzden gözetim ve denetiminin mümkün olmadığını açıklanmıştır. Açıklamada ise; Bitcoin sisteminde gerçekleşen işlemlerde tarafların kimliklerinin bilinmemesi, Bitcoin sisteminin yasa dışı faaliyetler için uygun bir ortam olabileceği, Bitcoin’in piyasa değerinin aşırı değişken olması, dijital cüzdanların çalınabilmesi, kaybolabilmesi veya sahiplerinin bilgileri dışında usulsüz olarak kullanılabilmesi gibi riskler ve işlemlerin geri döndürülemez olmasından dolayı operasyonel hatalardan veya kötü niyetli satıcıların suiistimalinden kaynaklı risklere açık olduğu da belirtilmiştir.
Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) 27 Kasım 2017 tarihinde kurumlara gönderdiği Genel Mektup‘ta “sanal para birimleri ile ilgili olarak Türkiye’de bir düzenleme veya tanımlama bulunmadığı ve Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında yer alan türev araçlara dayanak teşkil edebilecek unsurlar içerisinde sanal para birimlerinin bulunmadığı dikkate alınarak bu aşamada müşterilere yönelik sanal para birimlerine dayalı spot veya türev işlemler yapılmaması gerektiği hususunda bildirimde bulunulmasına karar verildiği bildirildi.” ifadeleri yer almaktadır.
16 Nisan 2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış olan “Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik” ise bu alana dair doğrudan düzenleme içeren ilk yasal metindir. Yönetmelik uyarınca;
Global dünya perspektifinde birçok ülke kripto varlık birimlerinin kontrol edilebilirliğin zorluğu neticesinde kolay yöntemi seçerek kripto para birimlerini yasaklama yolunu tercih etmektedir. Bazı ülke hukuk sistemleri ise kademeli bir özgürlük tanımlamaktadır. Ancak bu yaklaşımlar aslında bir koruma sağlamayıp; sadece kaçak ticareti artıracağı ve dolandırıcılık faaliyetlerini teşvik edeceği aşikardır.
Ülkemizde 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda yapılan değişikliklerle “7518 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 02.07.2024 tarihli ve 32590 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu düzenleme ile kripto varlıklar Türk hukuk sisteminde tamamen yerini almış ve yasal çerçevesi netlik kazanmıştır. Halihazırda yayımlanan tebliğlerle is kripto varlıklara yönelik hukuki gereksinimler giderilmekte ve düzenlemeler daha da şekillendirilerek sektördeki denetim ve güvenlik önlemleri güçlendirilmektedir.
Uluslararası Para Fonu, 2016 yılında gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu’nda yayımladığı “Sanal Para Birimleri ve Ötesi: Başlangıç Değerlendirmeler” raporu bu açıdan aydınlatıcı nitelik taşımaktadır ki kripto varlık birimlerinin de içinde yer aldığı sanal para birimleriyle ilgili kapsamlı ve çok değerli değerlendirmelerde bulunmuştur.
Raporda yapılacak hukuksal düzenlemelere ilişkin şu ilkeler önerilmektedir:
Kripto Varlık Hukuku, teknolojik gelişmelerin getirdiği yeniliklerle şekillenen bir alan olup başlangıçta belirsiz bir kavramken zamanla yasada yer alan ve tanınan bir kavram haline gelmiştir. Sürekli bir evrim geçiren bu alanda hukuki çerçevenin giderek daha sağlam temellere dayandığı bir döneme ulaştığı aşikardır. Her geçen gün ise kripto varlıklarla ilgili hukuki eksikliklerin gideriliyor olması bu tür dijital varlıkların güvenli, ve yasal regülasyonlar ile desteklenmiş bir şekilde var olması gelecekte daha güvenli ve sürdürülebilir bir kripto ekosisteminin temellerini atılacağının da habercisidir.