Spreadex adıyla faaliyet gösteren platform, kripto varlık ve forex işlemleri sunduğunu iddia etmektedir. İngiltere merkezli meşru bir finans kuruluşunun yarattığı kurumsal güven algısının, bu ad altında hareket eden yapılar tarafından istismar edildiği görülmektedir.
Faaliyetlerin sunum biçimi incelendiğinde, Spreadex markasına atıf yapan alan adları ve iletişim kanalları üzerinden yerel bir uzantı izlenimi oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Ancak Türkiye sınırları içerisinde bu isim altında faaliyet gösteren, tescilli bir ofis, açık adres veya yasal tebligata elverişli bir temsilcilik bilgisi sunulmamaktadır. Gerçek kurum ile Türkiye’de yatırımcılara yönelen bu oluşumlar arasında doğrulanabilir bir kurumsal bağ ortaya konulamaması, marka istismarına dayalı yanıltıcı bir temsil riskini güçlendirmektedir.
Lisans ve yetkilendirme boyutunda, platformun yatırım hizmeti sunduğunu ileri sürmesine rağmen Türkiye’de geçerli bir yetki belgesine veya denetime tabi bir statüye ilişkin somut bilgi paylaşmadığı görülmektedir. Yerel yetkilendirme olmaksızın yürütülen bu tür faaliyetler, yatırımcıyı hukuki koruma mekanizmalarının dışında bırakan denetimsiz bir işlem ortamı yaratmaktadır.
Fon toplama yöntemleri değerlendirildiğinde, para transferlerinin kurumsal hesaplar yerine Türkiye’deki şahıslara ait IBAN’lar üzerinden veya anonim kripto cüzdanlara yönlendirildiği dikkat çekmektedir. Küresel ölçekte faaliyet gösteren bir finans kuruluşunun olağan uygulamalarıyla bağdaşmayan bu yöntemler, paravan mekanizmalar aracılığıyla fon akışının gizlenmesine elverişli bir işleyişe işaret etmektedir. Şahıs hesapları ve iz sürülmesi güç cüzdanlar üzerinden talep edilen transferler, aldatma ve yanıltma riskinin son derece yüksek olduğu bir operasyonel modele işaret etmektedir.
Süreç ilerlediğinde, yatırımcıların fonlarını geri çekmek istemesiyle birlikte çeşitli engellerin ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. İletişimin kesilmesi, çekim taleplerinin ertelenmesi ve belirsiz gerekçelerle sürecin uzatılması, içeride tutulan bakiyeye erişim beklentisi üzerinden güven istismarına dayalı bir yönlendirme görünümü sergilemektedir. Türkiye’de yasal muhataplığın bulunmaması, bu aşamada mağduriyetin derinleşmesine yol açmaktadır.
Mevcut veriler birlikte değerlendirildiğinde, Spreadex adı kullanılarak yürütülen bu faaliyetlerin kurumsal temelden yoksun, şeffaf olmayan ve yatırımcı açısından aldatma ile yanıltma riski yüksek bir yapı görünümü sergilediği anlaşılmaktadır. Marka prestiji üzerinden oluşturulan güven algısı ile fon toplama ve çekim süreçlerindeki uygulamalar arasındaki uyumsuzluk, hukuki ve teknik riskleri açık biçimde ortaya koymaktadır.
Bu tür yapılar nedeniyle ortaya çıkan mağduriyetlerde, kripto varlık transferlerinin teknik olarak izlenmesi ve sürecin hukuki açıdan doğru biçimde ele alınması büyük önem taşımaktadır. Blokzincir ve bilişim hukuku alanında uzman bir hukuk ofisinin sürece dâhil olması, dijital varlık akışlarının analiz edilmesi ve hukuki başvuru yollarının etkin şekilde değerlendirilmesi açısından kritik bir gereklilik oluşturmaktadır. Teknik ve hukuki boyutların birlikte ele alındığı profesyonel bir yaklaşım, benzer vakalarda sürecin daha sağlıklı yönetilmesine katkı sağlamaktadır.

