Chaos adıyla faaliyet gösteren platform, kripto varlık ve forex işlemleri sunduğunu iddia etmektedir. Yüksek kazanç vaadi üzerinden yatırımcıların sisteme dahil edildiği, ancak bu faaliyetlere eşlik eden herhangi bir kurumsal güvence sunulmadığı görülmektedir.
Platformun kurumsal yapısı incelendiğinde, Türkiye’de tescilli bir ofis, doğrulanabilir bir adres veya yasal tebligata elverişli bir muhatap bilgisi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Faaliyetlerin hangi tüzel kişilik altında yürütüldüğüne dair açık ve denetlenebilir bir bilgi paylaşılmaması, hukuki muhataplık açısından ciddi bir belirsizlik yaratmaktadır. Bu durum, yatırımcıların olası bir uyuşmazlık halinde hak arama imkanlarını fiilen sınırlamaktadır.
Lisans ve yetkilendirme boyutunda, Chaos adıyla sunulan hizmetlerin geçerli bir yetki belgesine dayandığına ilişkin somut bir bilgiye yer verilmemektedir. Yatırım hizmeti sunulduğu iddiasına rağmen denetim ve yetkilendirme mekanizmalarından yoksun bir yapı izlenimi oluşmaktadır. Bu tür bir ortamda gerçekleştirilen işlemler, yatırımcı açısından hukuki koruma zeminini zayıflatmaktadır.
Fon toplama yöntemleri değerlendirildiğinde, para transferlerinin kurumsal banka hesapları yerine Türkiye’deki şahıslara ait IBAN’lar üzerinden talep edildiği görülmektedir. Aracı veya finans sorumlusu gibi tanımlamalarla iletilen bu hesaplar, şeffaflıktan uzak paravan mekanizmalarla uyum göstermektedir. Kurumsal bir finans hizmeti sunumunda olağan kabul edilemeyecek bu yöntem, aldatma ve yanıltma riskini belirgin biçimde artırmaktadır.
Para çekme aşamasında ise yatırımcıların çeşitli engellerle karşılaştığı anlaşılmaktadır. Hesapların aniden dondurulması, çekim taleplerinin ertelenmesi ve vergi veya dosya masrafı gibi gerekçelerle ek ödeme talep edilmesi, içeride tutulan bakiyeye erişim beklentisi üzerinden güven istismarına dayalı bir yönlendirme niteliği taşımaktadır. Bu gerekçelerin, finansal uygulamalar bakımından hukuki bir dayanağı bulunmadığı değerlendirilmektedir.
Mevcut veriler birlikte ele alındığında, Chaos adıyla yürütülen faaliyetlerin kurumsal temelden yoksun, denetimsiz ve şeffaf olmayan bir yapı görünümü sergilediği anlaşılmaktadır. Fon toplama ve çekim süreçlerinde izlenen yöntemler, yatırımcı açısından aldatma ve yanıltma riski yüksek bir işleyişe işaret etmektedir.
Bu tür yapılar nedeniyle ortaya çıkan mağduriyetlerde, kripto varlık transferlerinin teknik olarak izlenmesi ve sürecin hukuki açıdan doğru biçimde ele alınması önem taşımaktadır. Blokzincir ve bilişim hukuku alanında uzman bir hukuk ofisinin sürece dahil olması, dijital varlık akışlarının analiz edilmesi ve hukuki başvuru yollarının etkin şekilde değerlendirilmesi açısından kritik bir gereklilik oluşturmaktadır. Teknik ve hukuki boyutların birlikte ele alındığı profesyonel bir yaklaşım, benzer vakalarda sürecin daha sağlıklı yönetilmesine katkı sağlamaktadır.


