7571 sayılı Kanun’un Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle birlikte kripto varlıklar ceza hukuku bakımından daha doğrudan ve etkin bir denetim rejimine tabi kılınmıştır. Anılan düzenleme uyarınca dolandırıcılık, nitelikli hırsızlık ile banka veyahut kredi kartı dolandırıcılığı gibi suçlara ilişkin makul şüphe bulunması hâlinde kripto varlık hizmet sağlayıcıları nezdindeki hesapların 48 saat içinde askıya alınabilmesi ve ilgili varlıklara yönelik el koyma sürecinin başlatılabilmesi mümkün hâle gelmiştir
Kripto varlıklara yönelik cezai müdahale rejiminin güçlendirilmesiyle birlikte özellikle mezkur varlıkların yüksek likiditesi ve sınır aşan anlık transfer kabiliyeti dikkate alındığında delil karartılmasının ve suç gelirlerinin sistem dışına çıkarılmasının önlenmesi önemli bir hedef hâline gelmiştir. Nitekim benzer yaklaşım Avrupa Birliğinde AMLD5 ve MiCA düzenlemeleri, Birleşik Krallıkta Proceeds of Crime Act ile kripto varlıklara el koyma ve dondurma yetkilerinin genişletilmesi ve ABD’de FinCEN rehberleri ile DOJ’un kripto cüzdanlarına yönelik acil müdahale uygulamaları kapsamında da benimsenmiştir. Söz konusu düzenlemeler adeta kripto varlık hizmet sağlayıcılarını yalnızca pasif birer teknik altyapı sağlayıcısı olmaktan çıkararak; adli makamlarla derhâl, etkin ve bağlayıcı iş birliği yükümlülüğü bulunan aktif hukuki muhataplar konumuna taşımaktadır. Kullanıcılar bakımından ise kaynağı belirsiz kripto transferleri, üçüncü kişiler adına gerçekleştirilen işlemler ve aracılık niteliği taşıyan faaliyetler yönünden cezai sorumluluk riskini genişleten yeni bir değerlendirme alanı yaratmakta olup, işbu gelişmeler neticesinde kripto varlık ekosisteminde yer alan tüm aktörler için teknik yeterlilik kadar ceza hukuku, usul hukuku ve uluslararası finansal suçlarla mücadele standartlarına hâkimiyetin de zorunlu olduğu yeni ve daha sıkı denetlenen bir döneme girildiği izahtan varestedir.
Mezkur düzenlemeler yalnızca normatif düzeyde kalmayarak uygulamada da etkin ve tutarlı biçimde hayata geçirilmesi, kripto varlıkların salt suçla özdeşleştirilen bir alan olduğu yönündeki yerleşik önyargıların kırılması bakımından kritik öneme haizdir. Zira ceza hukukunun amacı teknolojiyi baskılamaktan ziyade hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik içinde denetlemek, soruşturma ve kovuşturma makamlarının yetkilerini ölçülülük ve orantılılık ilkeleri çerçevesinde aktif şekilde kullanması sağlamaktır. Böylelikle hem suçla etkin mücadele mümkün kılınacağı gibi hem de kripto varlık ekosisteminin meşru aktörleri bakımından hukuka duyulan güveni güçlendirecektir.
www.kriptohukukcu.com Kurucu Avukatı
Av. Betül AKÇA


