Blockhain ve kripto varlıklar, finans dünyasının ötesine geçerek kültür ve sanat dünyasında da ses getiren bir dijital dönüşümün etkilerini günümüzde güçlü bir şekilde hissettirmektedir. Kripto varlık ve blockchain teknolojisinin günümüzde kültür ve sanat dünyasında bu şekilde güçlü etkisini hissettirmesi ile sanatçılar dijital eserlerinin sahipliğini güvence altına alması ve de dijital dönüşümü özgünlük ile birleştirerek sanat dünyasında yepyeni bir çağın kapılarını aralaması söz konusu olmuştur. Zira kültür ve sanat dünyasında faaliyet gösteren kişilerin eserleri blockchain üzerinde kaydedilmek suretiyle hem sahteciliğe karşı korunma mekanizması yaratılmakta bir yandan da eserlerinin geçmişi ve mülkiyeti şeffaf bir şekilde izlenebilir hale gelmektedir.
Kültür ve sanat dünyasını etkisini alan kripto varlık ve blockchain teknolojisi sinema sektörünü de etkisi altına alarak kripto varlıkların ve blockchainin sadece bir yatırım aracı olmasının da yanı sıra bir nevi yaratıcı süreçlerin bir parçası haline gelmesini sağlamıştır. Şöyle ki kültür ve sanat dünyasında kripto varlık ve blockchain teknolojisin etkisi yalnızca NFT’lerle sınırlı kalmayıp; kripto varlık ve blockchain teknolojisi sanatın ta kendisi olup veyahut konusu haline getirilerek yaratıcı ifadeyi ve dijital dünyayı birbirine bağlayan güçlü bir araç haline gelmiştir. Bunun sonucunda sinema sektörü de bu yeni teknolojiyi projelerine entegre etmeye başlamış ve hatta bazı filmler kripto varlıkların karanlık dünyasını beyaz perdeye taşıyarak dijital dönüşümün sinemadaki etkilerini gözler önüne sermiştir. Başka bir deyiş ile kripto varlık ve blockchain teknolojisinin çekim gücü sadece finansal kazanç sağlamanın da ötesine geçerek adeta sinema sektörüne yeni bir yaratıcılık ve ilham kaynağı olmuştur yorumunu yapmayı bizler için olanaklı kılmıştır. Diğer bir ifade ile kripto varlıklar ve blockchain teknolojisi yalnızca finansal bağlamda değil; günümüzde beyaz perdelerde boy göstermekte ve gelecekte de göstermeye devam edecektir. Sinema sektörü bu yeni dijital devrimi sadece anlatmakla kalmayıp aynı zamanda kendini de bu teknolojinin gücüyle baştan şekillendireceği ve böylelikle sinemanın geleceğine yön vereceği aşikârdır. Zira kripto varlıklar ve blockchain teknolojisinin albenisi; sinema yapımcılarının ve senaristlerinin ilgisini çektiğinden ötürü vizyonda yerini alan projelerde yalnızca teknik ve finansal boyutta değil; izleyicilere toplumsal ve kültürel bir dönüşümün izlerini gözler önüne serecek şekilde yeni bir deneyim fırsatı sunmaktadır.
Kripto varlıkların sinemadaki ilk çarpıcı çıkışı, 2014 yapımı “The Rise and Rise of Bitcoin” belgeseli ile gerçekleşmiştir. Bu film ise bitcoinin devrim niteliğindeki hikayesini, Satoshi Nakamoto’nun bilinmeyen kimliğini ve kripto varlıların dünyayı nasıl dönüştürdüğünü gözler önüne sererek kripto ekosisteminin sinemadaki ilk önemli temsilini sunmuştur. Akabinde ise 2019 yılında vizyona giren “Crypto” kripto varlık birimlerini konu alan ilk uzun metrajlı kurgusal film olarak dikkatleri üzerine çekmiştir. Film; kripto varlık ekosisteminin karanlık yüzüne odaklanarak dolandırıcılık, kara para aklama ve uluslararası suç örgütlerinin bu teknolojiyi nasıl kullandığını gözler önüne sermiştir. Başrollerindeki Martin Starr, Beau Knapp ve Alexis Bledel ile izleyiciyi Wall Street’ten kovulan genç bir finans uzmanının memleketinde karşılaştığı anonim güçle şekillenen karmaşık suç şebekesini çözme mücadelesine sürüklemekte ve kripto varlıkların sunduğu riskleri çarpıcı bir şekilde perdeye taşımaktadır. Bir nevi kripto varlıkların sadece finansal araç niteliği taşımasının yanı sıra suç dünyasında nasıl güçlü ve tehlikeli bir araca dönüştüğünü de çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir. Son günlerde ise HBO’nun “Money Electric: The Bitcoin Mystery” belgeseli, bitcoinin derinliklerine inen heyecan verici hikayesi ile izleyicisinin beğenisine daha sunulmadan haberleri ile büyük bir merak uyandırmayı başarmış ve şimdiden gündemin en çok beklenen projelerinden biri haline gelmiştir. Kripto varlık ve blockchain teknolojisini merkeze alan bu tür projeler, sinemanın yeni çağını şekillendireceğine dair duyduğumuz inanç ile kripto varlıkların sunduğu finansal dönüşüm ile oluşan siber suçlar ve toplumsal etkiler gibi temalar yakın zamanda beyaz perdeye yansıyan en güçlü anlatılardan biri haline geleceğini düşünmekteyiz. Sinema sektörü bu şekilde artık sadece bir eğlence aracı olmanın da ötesine geçip bir nevi dijital devrimin kalbinde yer alan güçlü bir anlatıcıya dönüşerek toplumsal değişimlerin ve teknolojik dönüşümlerin sahnesi haline gelecektir.
Sinema sektöründe kripto varlık ve blockchain esintisi sadece içerik üretimi ile de sınırlı kalmayıp; bununla birlikte projelerin finansal ve dağıtım süreçlerinde de köklü değişiklikler yaratacaktır. Zira kripto varlıklar sinema yapımcılarına yeni ve özgür finansman yolları sunarken öte yandan da blockchain teknolojisi ile telif haklarını güvence altına alarak içerik dağıtımını şeffaf ve daha hızlı hale getireceği ortadır. Bu nedenle ise globalde bazı yapımcılar projelerini kripto varlık birimleriyle şimdiden finanse etmekte ve hatta eserlerini blockchain tabanlı platformlar üzerinden doğrudan izleyiciye ulaştırmaktadır. Bu sayede geleneksel dağıtım kanallarının sınırlamalarını aşan eserlerin daha geniş kitlelere ulaşma imkanı bulmakta olduğundan sektördeki özgürlük anlayışı daha da güçlenecektir.
Nihayetinde; kripto varlık ve blockchain teknolojisinin kültür ve sanat dünyasında büyük bir etki yaratacağından daha projelerin temasında başlayarak finansmanı, içerik dağıtımı, telif hakları ve geniş kitlelere ulaşma… vs gibi nice süreçleri köklü bir şekilde dönüştüreceğini adeta sanat dünyasının dinamiklerini yeniden şekillendireceğini yazımızda vurgulamaya gayret ettik. Bu teknoloji, sanatçıların eserlerini dijital ortamda güvence altına almasına olanak tanıyacak olduğundan; telif haklarının şeffaf bir şekilde izlenebilmesiyle birlikte ise sahteciliği önleyerek sanatçıların emeklerinin daha fazla değer bulmasını sağlayacaktır. Bunun yanı sıra kripto varlık ve blockchain teknolojisinin sunduğu şeffaflık ve güven ortamı eserlerin finansmanında yeni iş modellerinin ortaya çıkmasına da olanak tanıyacağını düşünmekteyiz. Dijital dönüşümün kültür ve sanat dünyasında yaratacağı bu etki sadece yeni yaratıcı fırsatlar sunmakla da kalmayıp aynı zamanda bu dönüşümün hukuki temellerle güçlendirilmesi hususu sanatçılara haklarını güvence altına alınması ve sektöre olan güvenini yeniden inşa edilmesi fırsatı yaratacaktır. Hukuki altyapının sağlamlaştırılması takdir edersiniz ki kültür ve sanat dünyasında daha sürdürülebilir ve özgür bir ortamın şekillenmesinde destek olacağı şüphesizdir. Kültür ve sanat dünyasında yaşanan bu dönüşüm; tıpkı globaldeki örnekleri gibi ülkemizde de yakın vakitte ses getiren projelerin doğmasını, kültür ve sanat dünyasının geleceğini yeniden şekillendirecek bir çağın kapılarının aralanmasını www.kriptohukukcu.com ekibi olarak düşünmekte ve ümit etmekteyiz.
www.kriptohukukcu.com Kurucu Avukatı
Av. Betül AKÇA