Bitcoin, 2009 yılında Satoshi Nakamoto takma adıyla bilinen anonim bir kişi veya grup tarafından yaratılan ve başlangıçta da sadece sınırlı bir grup teknoloji meraklısınca kabul edilen bir dijital para iken; zamanla yalnızca bir dijital para birimi olmasının da ötesine geçerek küresel finansal sistemin temel taşlarından biri haline gelmiş ve dünya çapında da büyük bir yankı uyandırmıştır. Son yıllarda ise dijital para birimleri, yalnızca finansal endüstriyi köklü bir şekilde dönüştürmesinin yanı sıra farklı ve nice endüstrileri de etkisi altına almıştır.
2009 yılının üzerinden henüz 4 yıl gibi kısa bir süre geçmişken yani 2013 yılında; Lefkoşa Üniversitesi’nin öğrenci harçlarını bitcoin ile kabul etmeye başlamasını duyurması ile birlikte dijital paraların geleneksel sistemlere entegrasyonunun en çarpıcı örneklerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Üniversite, yankı uyandıran bu dijital devrimi “Harcınızı Dijital Olarak Ödeyin… Lefkoşa Üniversitesi’nde Dünya Çapında Yenilik…” başlığıyla duyururken aynı zamanda da eğitim sektöründe kayda değer bir dönüm noktasına da imza atmışlardır. Bu cesur ve dünyada örneği olmayan adım ise dijital dönüşümün hızla ivme kazandığını ve eğitim alanındaki geleneksel kalıpların hızla değiştiğini de açıkça gözler önüne sermektedir. Lefkoşa Üniversitesi, bir nevi dijital para birimlerinin gücünü kullanarak tam 12 yıl öncesinde eğitim sektöründe adeta bir devrim yapmayı başarmış diyebilmemiz sanıyoruz ki yanlış olmaz. Haricen; Lefkoşa Üniversitesi’nin bu öncü ve yankı uyandıran adımı, dijital paraların geleceğine duyduğu güven ve bu teknolojinin sunduğu fırsatları erkenden değerlendirme kararlılığını da tam 12 yıl öncesinden öngörüldüğünü çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir. Yani üniversite bugünün dijital devrimini sadece izlemekle kalmak yerine, bir adım daha öne geçerek bu dijital dönüşümün içerisinde aktif bir rol almıştır diyebiliriz. 2013 yılı henüz Bitcoin’in değerinin 200 dolarlara bile ulaşmadığı, kripto varlıklara karşı şüphelerin ve belirsizliklerin hâlâ güçlü olduğu bir dönem olduğunu da özellikle dikkat çekmek isteriz.
Kripto Varlık Kullanımının Eğitimdeki Avantajları:
–Hızlı ve Düşük Maliyetli Ödemeler
-Erişim Kolaylığı ve Finansal Dâhil Edicilik
-Eğitimde Yenilikçilik
-Uluslararası Öğrencilere Kolaylık
Bitcoin ile ödeme seçeneği ise özellikle uluslararası para transferlerinde bankalar tarafından alınan yüksek işlem ücretleri, döviz kurları ve ödeme süreçlerin daha karmaşık hale bürünmesinden ötürü yurt dışından gelen öğrenciler için oldukça cazip bir seçenek niteliğindedir. Zira bitcoin’in bütüncül doğası; işbu sorunları ortadan kaldırarak işlemlerin hızlı, güvenli ve düşük maliyetli bir şekilde gerçekleşmesini sağlayacaktır.
Genel bağlamda zorluklar ve belirsizliklere rağmen; Lefkoşa Üniversitesi, bu denli cesur hamlesi ile birlikte tam 12 yıl önce dijital paraların potansiyelini fark etmelerinin yanı sıra bu fırsatı etkin bir şekilde değerlendirerek sektöre yön veren öncülerden biri olmayı başaran bir üniversite niteliğine de bürünmüştür. Bizler dijital dönüşümün geleceği konusunda ne kadar doğru bir öngörüde bulunduklarını şu an çok daha iyi anlamaktayız. Bizim perspektifimize göre; Lefkoşa Üniversitesi’nin bu cesur adımı, dijital ekonominin öncüsü olma yolunda büyük bir kilometre taşı niteliğindedir. Günümüzde çok net anlaşılmaktadır ki bu adım sadece bir başlangıç niteliğine bürünmüştür. Zira takvimler 2017 yılına geldiğinde dijital para birimleriyle ödeme kabul eden eğitim kurumlarının sayısı hızla artmaya başlamıştır. Hatta şaşıracaksınız ki globaldeki nice örneklerin yanı sıra Türkiye’de dahi dikkat çekici bir örnek mevcuttur. “Bodrum’da bulunan özel bir eğitim kurumu, öğrenci kayıt ücretlerinde Bitcoin ve Ethereum kabul eden ilk okul” olarak karşımıza çıkmaktadır. Hem global hem yerel bağlamda yaşanılan bu şaşırtıcı hamleler ise dijital para birimlerinin eğitim sektöründeki etkisinin yalnızca tek bir deneme olmadığını; aksine ardı arkası kesilmeyen bir dönüşüm sürecinin başlattığını bizlere açıkça göstermektedir. Bu gelişmeler aynı zamanda da dijital paraların hızla yayıldığını ve eğitim sektöründeki bu değişim gelecekte çok daha fazla okulun çalışma biçimlerini dijitalleştirerek geleneksel finansal sistemlere olan bağımlılıklarını bir anlamda azaltıp bağımsız, yenilikçi yapılar kurmaya yöneleceğini de işaret etmektedir.
Ülkemiz bağlamında değerlendirdiğimizse ise ne yazık ki mevzuatlarımız 2021 yılından sonra bu tür dijital dönüşüme olanak tanımamaktadır. Zira, 16 Nisan 2021 tarihli ve 31456 sayılı Resmî Gazete’de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yayımlanan yönetmelik ile birlikte kripto varlıkların ödemelerde kullanılması önemli ölçüde kısıtlanmıştır. Yönetmelik, kripto varlıkların ödeme hizmetlerinde kullanılmasını ve elektronik para ihracatında yer almasını engelleyerek bu alandaki iş modellerinin geliştirilmesine yönelik tüm girişimlere sınırlama getirmiştir. Dijital para birimlerinin ülkemizde ödeme yöntemi olarak kullanılabilmesi için ise açıkça görüleceği üzere günümüz şartlarında hem yasal hem de teknik altyapının güçlendirilmesi gerekmektedir. Mevzuatlarımız zaman içinde dijital ekonominin gereksinimlerine adapte edildikçe Türkiye’nin finansal ekosistemi daha inovatif ve modern bir yapıya bürünecek olduğunu düşünmekteyiz. Böylelikle ülkemizde de bu tür örneklerin sayısı yalnızca eğitim sektöründe değil; aksine turizm, sağlık, inşaat gibi faklı sektörlerde de etkisini artıracağı şüphesizdir.
Sonuç olarak; Dijital para birimlerinin eğitimde kullanımı yalnızca teknolojik bir gelişme olmanın ötesine de geçerek eğitim sistemlerinin geleceği için stratejik bir adım olarak karşımıza çıkmaktadır. Kripto varlık birimlerinin eğitim sektörü üzerindeki etkisi ise bu teknolojilerin hızla benimsenmesi ile giderek daha belirgin hale gelmektedir. Ancak, kripto varlık kullanımının yaygınlaşmasının önünde volatilite, yasal belirsizlikler ve kullanıcı eğitimi gibi bazı önemli zorluklar halen bulunmaktadır. Bu engellerin aşılması ise dijital ödeme sistemlerinin daha sağlam ve güvenilir bir altyapıya kavuşmasını sağlayacağından eğitim kurumların da dijital dönüşümü daha hızlı ve etkili bir şekilde benimsemelerine olanak tanıyacaktır. Görüldüğü üzere; Lefkoşa Üniversitesi’nin dijital ödeme yöntemlerine geçişi yalnızca bir yenilik değil, aynı zamanda küresel eğitim sektöründe dijital dönüşümün hız kazanmasına katkı sağlayabilecek bir örnek teşkil etmektedir. Bu hamle, diğer üniversitelere ve eğitim kurumlarına ilham vererek öncülük tanıdığı gibi gelecekte de etkisini sürdüreceğinden dijital teknolojilerin eğitimde daha fazla yer bulmasını sağlayacaktır. Zira gelecekte dijital paraların etkisi eğitimden finansal sisteme kadar geniş bir yelpazeye yayılacak ve bu dönüşüm ise global ölçekteki inovasyon ve dijitalleşme trendlerinin bir sonucu olarak daha da hızlanacaktır. Bu süreç genel bağlamda sadece finansal ödeme sistemlerini değil, aynı zamanda eğitim kurumlarının operasyonel süreçlerini, ödeme altyapılarını ve öğrenci etkileşim yöntemlerini de dönüştürecektir. Ülkemizde ise mevzuatımızın dijital para birimlerinin kullanımına izin vermesiyle birlikte bu tür dijital dönüşümün hızlanması ülkemiz için de kaçınılmazdır. Kripto varlık ve dijital ödeme sistemleriyle ilgili yasal düzenlemeler netleştikçe Türkiye’deki eğitim kurumlarının bu teknolojilere entegrasyonu da artacaktır.
www.kriptohukukcu.com Kurucu Avukatı
Av. Betül AKÇA