Kripto Varlıklar, her geçen gün içinde bulunduğumuz dijital çağın yıldızı olarak daha güçlü bir şekilde parlamakta ve daha gür bir şekilde ise sesini duyurmaktadır. Kripto temalı yaşanan bu tür tecrübeler ise kripto varlıkların hızlı gelişimi karşısında bir o kadar heyecan verici, öngörülemeyen nice serüvenlerin başlangıcı ve de geleceğe yönelik bit ilham kaynağı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu blog ise; 2010 yılında o dönem içerisinde 10.000 Bitcoin karşılığında satın alınan iki büyük pizza ile kripto varlık birimlerinin insanlığın finansal geleceği üzerindeki potansiyelini keşfedebilmesini ve gün geçtikçe geleneksel ödeme yöntemlerinin üzerine geçen bu yeniliğin ele alınmasını sağladığından, bizler de bu hikayeyi yakinen ele almak istiyoruz. Zira kripto varlıkların etkisi ve değeri; günümüzde sadece bir finansal araçtan öteye geçerek, bir nevi dünya ekonomisinde yeni bir finansal sistemin inşa edilmesinde de fırsat sunmuştur. Şimdi ise dünyayı değiştiren inovasyonun başlangıcı olan, geleceğe açılan zamanın kapılarının nasıl kripto varlıklar sayesinde aşıldığı ve öncülük ettiği bu hikayenin detaylarına inerek birlikte görmek isteriz.
Her sene “Bitcoin Pizza günü” olarak kutlanılmasına sebebiyet veren bu hikaye, 2010 yılında Laszlo Hanyecz adında bir bilgisayar programcısının Bitcoin ile ilk kez pizza satın alması ile başlamıştır. O zamanlarda Bitcoin’in günümüzdeki gibi bir değeri ve etkisi olmadığından, insanlar arasında çok değersiz görülmekte ve geniş bir kabul görmüşlüğü de söz konusu değildir. Laszlo ise bu yeni dijital para birimini test edebilmek amacıyla, bir pizza siparişi verme kararı alır ve dönemde yaygın olarak kullanılan “Bitcoin Talk” adlı platform üzerinden bir ilan verir. İlanına yer verecek olursak;
“Birkaç pizzaya 10.000 Bitcoin ücret ödeyeceğim… Belki de 2 büyük boy pizza olabilir. Böylece ertesi günü de garantiye alırım. Pizzayı seviyorum. Kendiniz hazırlayabilir ya da evinize sipariş verebilirsiniz. Ancak amaçladığım şey, pizzalarımı kripto paralarla sipariş etmek… Soğan, biber, sosis, mantar, domates, pepperoni gibi şeyleri seviyorum… Ayrıca normal peynirle yapılan pizzaları da hazırlamak ya da başka türlü elde etmek daha ucuza gelebilir. Eğer ilgileniyorsanız lütfen bana bildirin, bir anlaşma yapalım.”
Görüldüğü üzere; Laszlo aslında olağan bir pizza siparişi yerine, Bitcoin ile ödeme yapabileceği bir pizza siparişi arayışına girmiştir. İlginç bir şekilde ise birkaç saat içinde Papa John adlı restoran Laszlo’nun bu isteğini kabul eder ve iki büyük pizza karşılığında 10.000 Bitcoin ödeme gerçekleşmesi ile pizzalar Laszlo tarafından satın alınır. O zamanlar pizzalar yani 10.000 Bitcoin sadece yaklaşık 41 dolar değerinde iken; şu an 10.000 Bitcoin 642.384.000,00$ değerindedir. Bu durum eğer günümüz şartlarında gerçekleşmiş olsaydı; belki şu ana kadar ki en pahalı pizza siparişi gerçekleşmişti diyebilmemiz gayet mümkün olacaktı.
“Bitcoin Pizza Günü “aslında Laszlo Hanyecz adlı Bitcoin tutkununun 22 Mayıs 2010’da Bitcoin kullanarak pizza satın aldığı günü işaret etmekte ve ilk Bitcoin işleminin gerçekleşmesinden hemen sonra ise her sene kutlanır olmuştur. Bitcoin ile pizza alan Laszlo Hanyecz aynı zamanda Bitcoin’in ilk madencilerinden olup, işbu sipariş ile kripto para birimlerinin potansiyelini de göstermiş olduğundan ve kripto varlıkların ödeme yöntemi olarak tercih edilmesindeki önemini de ortaya koymasından dolayı her sene 22 Mayıs günü “Bitcoin Pizza Günü” olarak kutlanır olmuştur. Bitcoin ile pizza siparişi vermek sadece sıradan bir örnek olarak görülebilir; ancak bu tür günlük kullanımlar, kripto para birimlerinin gündelik hayatta nasıl kullanılabileceğini ve finansal sistemdeki değişimi göstermek açısından hem de zamanla değişen ekonomik dinamikler açısından önem teşkil eder niteliktedir.
Görüldüğü üzere; Bitcoin’in popülerliği sadece yatırım aracı olarak değil, aynı zamanda ödeme yöntemi olarak tercih edilmesi ile de artmaktadır. Kripto para birimleri, geleneksel finansal araçlara nazaran düşük işlem maliyetleri, hızlı işlem süreleri, gizlilik ve güvenlik halleri, küresel erişim …vs avantajları olması sebebiyle, son yıllarda dijital çağın finansal yeniliklerinden biri olmasından ötürü giderek daha fazla kabul gören bir ödeme yöntemi haline gelmiştir. Bitcoin, Ethereum, Ripple…vs gibi popüler kripto para birimleri geleneksel para birimleri gibi ticari eylemlerde global anlamda sıkça tercih edilmektedir.
Türkiye bağlamında ise kripto para birimlerinin ödeme yöntemi olarak şu aşamada kullanılamamaktadır. İlgili durum, 2020 yılında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yayımlanan bir yönetmelikle belirginleşmiştir. Bu yönetmelik ile birlikte kripto varlıkların ödeme aracı olarak kullanılmasını ve elektronik para ihraç edilmesini yasaklanmıştır. Yasaklama nedenleri olarak; kripto varlıkların fiyat dalgalanmaları, güvenlik endişeleri, vergi ve maliyet faktörleri, kanuni belirsizlikler… gibi nice sıralanan faktörlerden ötürü ödeme aracı olarak kullanılmasının riskli bulunduğu belirtilmiştir. Ayrıca, elektronik para ihraç edilmesinin de yasaklanması, Merkez bankasının para politikası ve finansal istikrarı koruma amacı gütmesinden kaynaklıdır.
İlerleyen zamanlarda güvenlik önlemleriyle uyumlu hale getirilmesi, düzenleyici çerçevenin güçlenmesi veya revize edilmesi ile birlikte; kripto varlık birimlerinin kullanımının ülkemizde de genişleyerek artacağını düşünmekteyiz. Kripto para birimlerinin potansiyel avantajları ve riskleri dikkate alınarak, güvenli ve sürdürülebilir bir kullanım ortamı oluşturulması bu anlamda önem arz etmektedir. Zira Türkiye’de kripto para birimlerine olan ilgi ve kabul, genç nüfusun ve teknolojiye olan ilginin etkisiyle artmakta ve kripto para birimleri finansal özgürlük ve dijitalleşme konusunda birçok birey için çekici bir seçenek haline gelebilmektedir. Laszlo Hanyecz’in Bitcoin ile gerçekleşen pizza siparişi ile başlayan süreç eminiz ki ülkemizin finansal konjonktürüne de sirayet edecektir. Ki gelecekte geleneksel yöntemlere nazaran kripto varlıkların ödeme yöntemi olarak daha sık kullanılacağını daha şimdiden düşünmekteyiz. Kripto varlık birimlerinin ödeme yöntemi olarak daha fazla kabul görmesi ise finansal sistemin dönüşümüne ve dijitalleşmesine de önemli bir katkı sağlayacak nitelikte olduğunu bildirmek isteriz.
Avukat – Betül AKÇA