Yıldızı bu denli hızlı parlayan bir platform olan kripto para borsası yeni bir oluşum olması sebebiyle pek çok ülkenin yasal mevzuatlarında dahi henüz yerini almamıştır. Ancak buna rağmen; kripto para borsası kısa bir süre içerisinde tüm dünyada yadsınamaz bir işlem hacmine sahip olmuştur. İşlem hacminin bu denli hızlı artmasıyla birlikte; hukuki güvenlik ihtiyacı da her geçen gün bireysel yatırımcılarca daha çok hissedilir ve talep edilebilir hale gelmiştir. Zira dolandırıcılık iddiaları, tüketici bazlı şikayetlerin artması, dijital varlıkların malvarlığı değeri sayılıp sayılmayacağı, ödeme yöntemi olarak tercih edilip edilmemesi gibi birçok husus ve bu hususların da yaygınlaşmasında bu konunun gündeme gelmesinde etkisi yadsınamaz.
Ülkemizde değişen dünyaya uyum sağlama ve global düzeyde kabul görme, riskleri önleme, kripto para birimlerini yasal hale getirme ve de yatırımcıların korunması saikiyle kanunlaşma süreci bağlamında hassasiyetle bir an evvel daha somut adımlar atılması gerekmektedir. Bu alanda düzenlemelerin artması demek ise bireysel yatırımcılar açısından yasal korumaya haiz, daha güvenceli bir platform oluşturmak demektir. Zira bu alanda Mevzuatımızda herhangi bir yasal koruma ve güvence mevcut değildir.
Karşımıza sıkça çıkan uyuşmazlıklar ise mevcut olan kanun boşluklar sebebiyle mevzuatta yer alan diğer hükümlerce ancak çözümlenmeye çalışılmaktadır. Bu yaklaşım da takdir edersiniz ki bireysel yatırımcılara tam bir koruma sağlayamamaktadır. Bu nedenledir ki kripto para piyasasına dair sağlam bir yasal zemin oluşturma artık bir zaruriyet boyutundadır.
Türk Hukuk Mevzuatında Kripto paraların kullanımına ilişkin halihazırda bir yasak olduğunu belirtir bir kanun maddesi bulunmamaktadır. Dolayısıyla Anayasamızın 38. Maddesinde yer alan suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince, suç olarak atfedilmemiş ve yaptırıma bağlanmamış fiillerin cezalandırılması söz konusu olamaz.
Böylelikle de sıkça sorulan bir sorunun cevabını da net bir şekilde verelim ki kripto para mevzuatımıza göre yasaldır. Ancak bilindiği üzere Kripto paralar; vergi kaçakçılığı, kara para aklama, dolandırıcılık suçu, terörün finansmanı vb. gibi suçlarda da kullanılmaktadır. Bu amaçla kullanıldığı an itibariyle ise yasallık sıfatından takdir edersiniz ki uzaklaşmış olacaktır.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) 25 Kasım 2013 tarihinde yaptığı açıklamada, Bitcoin’in mevcut yapısı ve işleyişi itibariyle 6493 sayılı “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun” kapsamında olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca Bitcoin’in elektronik para olarak değerlendirilmediği ve bu yüzden gözetim ve denetiminin mümkün olmadığını açıklanmıştır. Açıklamada ise; Bitcoin sisteminde gerçekleşen işlemlerde tarafların kimliklerinin bilinmemesi, Bitcoin sisteminin yasa dışı faaliyetler için uygun bir ortam olabileceği, Bitcoin’in piyasa değerinin aşırı değişken olması, dijital cüzdanların çalınabilmesi, kaybolabilmesi veya sahiplerinin bilgileri dışında usulsüz olarak kullanılabilmesi gibi riskler ve işlemlerin geri döndürülemez olmasından dolayı operasyonel hatalardan veya kötü niyetli satıcıların suiistimalinden kaynaklı risklere açık olduğu da belirtilmiştir.
Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) 27 Kasım 2017 tarihinde kurumlara gönderdiği Genel Mektup ‘ta “sanal para birimleri ile ilgili olarak Türkiye’de bir düzenleme veya tanımlama bulunmadığı ve Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında yer alan türev araçlara dayanak teşkil edebilecek unsurlar içerisinde sanal para birimlerinin bulunmadığı dikkate alınarak, bu aşamada müşterilere yönelik sanal para birimlerine dayalı spot veya türev işlemler yapılmaması gerektiği hususunda bildirimde bulunulmasına karar verildiği bildirildi.” ifadeleri yer almaktadır.
16 Nisan 2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış olan “Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik” ise bu alana dair doğrudan düzenleme içeren ilk yasal metindir. Yönetmelik uyarınca;
Global dünya perspektifinde birçok ülke, kripto para birimlerinin kontrol edilebilirliğin zorluğu neticesinde kolay yöntemi seçerek kripto para birimlerini yasaklama yolunu tercih etmektedir. Bazı ülke hukuk sistemleri ise kademeli bir özgürlük tanımlamaktadır. Ancak, bu yaklaşımlar aslında bir koruma sağlamayıp; sadece kaçak ticareti artıracağı ve dolandırıcılık faaliyetlerini teşvik edeceği aşikardır. Bu nedenledir ki özgürleştirici düzenlemelerle ancak bu hususta mücadele mümkündür. Zira getirilecek düzenlemeler, riskleri azaltırken, teknolojik yenilik ve gelişiminin önünü de kapatmamalıdır.
Uluslararası Para Fonu, 2016 yılında gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu’nda yayımladığı “Sanal Para Birimleri ve Ötesi: Başlangıç Değerlendirmeler” raporu bu açıdan aydınlatıcı nitelik taşımaktadır ki kripto para birimlerinin de içinde yer aldığı sanal para birimleriyle ilgili kapsamlı ve çok değerli değerlendirmelerde bulunmuştur.
Raporda yapılacak hukuksal düzenlemelere ilişkin şu ilkeler önerilmektedir:
Kripto para hukuku, teknolojik gelişmenin gün yüzüne çıkardığı bir olgu olması sebebiyle teknolojik gelişmelere de en kolay adapte olabilir ve uygulanabilir bir düzenleme ile karşımıza çıkması gerektiğine de böylelikle belirtmek istiyoruz.