Kripto varlıkların suç gelirlerinin aklanmasında bir araç olarak kullanılmaya başlaması hususu son yıllarda hem adli makamların hem de devletin ekonomi yönetiminin dikkatle eğilmesi gereken bir gündem maddesi haline gelmiştir. Mezkur dijital varlıkların takip edilemez olduğu yönündeki yaygın kanaat ise ne yazık ki suç örgütleri tarafından bilinçli olarak körüklenmekte ve işbu yanlış algı adli mercilerin de yetersiz teknik donanımıyla birleştiğinde etkin bir adli sürecin yürütülmesinin de önüne geçmektedir. Nitekim bugün birçok kripto varlık konulu ceza yargılamaları, delil yetersizliği nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla ya da dava açılmışsa kovuşturma safhasında beraat ile sonuçlanmaktadır. Oysa bu sonucu doğuran unsur, kripto varlıkların izlenemezliği değil; mevcut izleme ve analiz mekanizmalarının yeterince etkin ve uzmanlıkla işletilememesinden kaynaklıdır.
Kripto cüzdanlar üzerinden gerçekleştirilen transferlerin dikkatli ve uzmanlıkla yürütülen analizler ve derin bilgi birikimi; blokzincir teknolojisinin sağladığı şeffaflık sayesinde yüksek meblağlı, organize ve sistematik yasa dışı gelir hareketlerinin tespit edilmesini mümkün kılmaktadır. Bahsi geçen bu tür finansal akışların önemli bir kısmı uyuşturucu ticareti, yasa dışı bahis, nitelikli dolandırıcılık ve çeşitli siber suçlar gibi geniş bir yelpazedeki yasa dışı faaliyetlerden elde edilen gelirler ile ne yazık ki doğrudan ilişkilidir. Bu tür suç gelirlerinin doğru analiz yöntemleri ile tespit edilmek suretiyle zamanında bloke işlemlerinin gerçekleştirilmesi hususu, yalnızca mağdurların uğradığı zararın giderilmesini sağlamayarak; aynı zamanda da devletin ekonomik döngüsüne yasa dışı faaliyetten elde edilen gelirlerin yeniden kazandırılmasını sağlayacaktır. Böylece hem adaletin tesisi sağlanacak olup hem de kayıt dışı ekonomiyle mücadelede somut bir adım atılmış olacaktır. Zira kripto varlıkların bloke edilerek kamusal mali sisteme dahil edilmesinin kamu maliyesine sağladığı dolaylı katkı ve somut adımlar göz önüne alındığında, işbu alanın yalnızca adli değil; ekonomik açıdan da stratejik bir öneme sahip olduğu açıkça görülecektir. Bu nedenledir ki kripto varlıkların izlenmesi ve etkin yönetilmesi kapsamlı bir politika olarak ele alınması gerektiğini düşünmekteyiz. Görüldüğü üzere; bu bağlamda iki yönlü bir kazanım söz konusudur. Kripto varlık ekosistemine dair etkin bilgi ve yeterli teknik donanıma sahiplik işbu sürecin başarısında belirleyici bir rol oynamaktadır. Kolluk kuvvetleri, savcılıklar ve mahkemeler kripto varlık hukuku hususunda uzmanlaşmış kişi ve kurumlarla iş birliği içinde çalıştığında, yüzeysel analizler doğrultusunda eksik ve hatalı raporlar yerine; somut ve teknik açıdan güçlü veriler ile desteklenen raporlarla atılacak adımlar takdir edersiniz ki elde edilecek kazanımları çok daha hızlı ve etkili bir şekilde pekiştirecektir.
Tekraren vurgulamak gerekirse kripto varlıkların merkeziyetsiz yapısı onların izlenemez olduğu anlamına getirmez. Aksine blokzincir üzerindeki her hareket izlenebilir özelliktedir. Tek gereken husus doğru teknik araçlarla ve doğru sorularla amaca yönelik hareket etmektir. Yani takip etme yeteneği ve arzusuna sahip olmak bu bağlamda önem arz etmektedir. Bu çerçevede ise hem devlet mekanizmasına hem de hukuk ve teknoloji alanında çalışan uzmanlara büyük sorumluluklar düşmektedir.
Sonuç olarak; kripto varlıklar yoluyla elde edilen suç gelirlerinin takibi ve bloke işlemlerinin gerçekleştirilmesi yalnızca bir adalet meselesi değil, aynı zamanda ekonomik bir güvenlik meselesidir. Etkin adli süreç yönetimi ile hem suç gelirleriyle mücadele edilebilir hem de işbu gelirlerin kamuya aktarılması sağlanarak ülke ekonomisine doğrudan katkı sunulabilir nitelikte olduğunu belirtmek isteriz. Kripto varlıkların doğru analiz edilmesi ve etkin takip mekanizmalarının devreye sokulması işbu hedefe ulaşmada ise kritik öneme sahiptir.
www.kriptohukukcu.com Kurucu Avukatı
Av. Betül AKÇA