Kripto varlıklar, bitcoin’in Satoshi tarafından gizemli bir şekilde yaratılmasıyla birlikte finansal dünyada devrim niteliğinde bir değişimin de kapılarını aralamıştır. Devrim niteliğinde değişimin kapısını aralayan bu dijital yapı ise sadece teknolojik bir devrim olmakla kalmayıp aynı zamanda hukuk ve finansal düzenlemeler açısından derin bir boşluk da yaratarak bir nevi geleneksel sistemleri sorgulatan ve yeniden şekillendirmeye sürükleyen bir meydan okumaya dönüştüğünü demek sanıyoruz ki yanlış olmaz. Kripto varlıkların global boyutta meydan okurcasına işbu yayılımı da takdir edersiniz ki ülkelerin hukuk sistemleri için karmaşık bir bilmeceye dönüştürmüştür. Geleneksel finansal araçlar ve yasal çerçevelerle tam anlamıyla uyumsuz olan kripto varlıkların hukuki tanınırlık bilmecesi de global boyutta büyük ve efektif yankılar uyandıran davalar ile şekillenerek adeta kripto varlıkların geleceğini belirleyen bir mücadele içerisindedir. Hâlen de bilmecenin cevabını bulmak amacıyla bahsi geçen işbu çetin mücadele sürmektedir. Bizler de kripto varlıkların hukuki statülerinin belirlenmesinde etkili olan Coinflip Inc. v. U.S. Commodity Futures Trading Commission (CFTC) gibi davalardan başlayarak bu şekilde farklı serilerimizde bu tür global boyutta ilk mahkeme kararlarını analiz ederek işbu kararların hukuk bağlamındaki yansımalarını hep birlikte ele almak ve de değerlendirmek istiyoruz.
ABD’nin New York Eyaleti’nde görülen Coinflip Inc. ve U.S. Commodity Futures Trading Commission (CFTC) davası, kripto varlıkların yasal statüsünün belirlenmesinde ve hukuki bilmecenin çözümlenmesinde neredeyse sarsıcı bir dönüm noktası niteliği taşımaktadır. Zira mezkur dava hukuk dünyasında bir nevi dijital varlıkların geleceğini şekillendiren, yasal çerçevede nasıl evrileceğini gözler önüne seren ve finansal dünyayı derinden etkileyen bir karar olarak tarihe geçmiştir.
Coinflip Inc. v. U.S. Commodity Futures Trading Commission (CFTC) davasını daha iyi kavrayabilmek için önce davanın merkezindeki düzenleyici otoriteyi anlatmak çok daha doğru olacaktır. CFTCyani Amerika Birleşik Devletleri Emtia Vadeli İşlemler Ticaret Komisyonu ABD hükümetinin en güçlü düzenleyici organlarından biridir. En önemli görevi ise emtia piyasalarını kontrol ederek manipülasyonları engellemek, yatırımcıları korumak ve de finansal ticaretin adil ve istikrarlı bir şekilde işlemesini sağlamaktır. Özellikle kripto varlıklar gibi hızla evrilen ve düzenlemeleri belirsiz olan alanlarda CFTC’nin rolü de giderek daha fazla önem kazanmaktadır diyebiliriz. Ülkemizdeki kurumsal karşılığı ise Rekabet Kurulu ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) gibi güçlü ve kritik denetim organlarını andırmaktadır. Davanın diğer tarafı ise Coinflip Inc. yani dijital varlık ticareti yapan bir platform olup bu bağlamda kullanıcılara kripto varlık alım satım yapma imkânları sunmaktadır. Aynı zamanda da Bitcoin ATM’leri ile tanınan bir finansal teknoloji şirketidir.
Davanın konusu: CFTC’nin Coinflip’in faaliyetlerinin federal yasalarla çeliştiğini ve düzenleyici ihlaller gerçekleştirdiğini öne sürerek şirketi mahkemeye taşımasıdır; ancak bu dava sıradan bir yasal çekişme olmanın da çok ötesindedir. Zira davanın özünü belirleyen kritik soru kripto varlık ticaretinin gerçek anlamda “emtia” olarak kabul edilip edilemeyeceği hususunun ön planda olmasıdır. Böylelikle mezkur dava, dijital varlıkların hukuki kimliğini belirleyeceğinden finansal sistemin geleceğini derinden etkileyecek bir çatışmanın da tam ortasında yer almaktadır.
Bu dava ile bitcoin gibi sanal varlıkların bir emtia olarak düzenlenebileceği kabul edilerek dijital varlıkların geleneksel finansal ürünler gibi sıkı düzenlemelere tabi tutulabileceği gözler önüne serildi. Çıkan karar ise adeta kripto varlıkların yasal statüsüne dair tartışmaların önünü açarak dijital varlık birimlerinin gelecekte nasıl şekilleneceğine dair de kritik bir eşik oldu da diyebiliriz. Dava sürecinde CFTC’nin bitcoin’in bir emtia olarak değerlendirilmesi gerektiği yönündeki güçlü savunması kripto varlık birimlerinin düzenlenmesi konusunda kapsamlı bir değişim rüzgarı estirerek bu yönde tüm finansal sistemdeki köklü dönüşümlerin temelini atmıştır. Yalnızca bu özelliği ile birlikte bile sadece bir yasal süreç ile kısıtlı kalmayıp aynı zamanda da dijital varlıkların yasal çerçevede nasıl konumlanacağına dair küresel bir dönüm noktası niteliği de taşımaktadır.
Sonuç olarak; CFTC halen kripto varlık vadeli işlem sözleşmeleri ve türev ürünleri üzerinde uyguladığı düzenlemeler ile daha sağlam ve öngörülebilirliği sağlayan güvenli bir ticari ortam inşa etmeyi hâlen sürdürmektedir. İlk davadan bugüne uzanan bu tür yolculuklar ile dijital varlıkların nasıl şekillendiği, her yeni düzenleme ile kripto varlık piyasalarının geleceğinin yeniden nasıl tanımlandığı ve geleneksel finansal sistemin temel taşlarını yerinden oynatacak güçte nasıl kalıcı izler bıraktığı açıkça görülmektedir. Aynı zamanda bu tür davalar kripto varlıkların finansal sistemlere entegrasyonunu ve yasal kabulünü hızlandırmasının yanı sıra uluslararası düzeyde düzenlemeler için de bir temel oluşturmaktadır. Ülkemiz hukuk sisteminde ise durumlar şu şekildedir: Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile kripto varlıkların hukuki statüsü emsal niteliğindeki yargı kararlarından bir adım daha ileriye taşınarak resmen bir kanun maddesine dayandırılmıştır. Artık dağıtık defter teknolojisi (Blockchain) ve benzeri yenilikçi teknolojilerle dijital ortamda oluşturulup saklanan, dijital ağlar üzerinden dağıtılan ve değer ya da hak ifade eden gayri maddi varlıklar olarak hukuken tanınmış ve de yasal çerçeveye oturtulmuştur.
www.kriptohukukcu.com Kurucu Avukatı
Av. Betül AKÇA